Haliç Tıp Kaç Bin? Bir Şehir, Bir Hayat, Bir Sorunun Derinlikleri
Bir akşam, İstanbul’un büyüsüne kapılmış, Haliç’in kenarında yürüyen bir kadının zihninde, yıllar önce yaşadığı bir soru yankılandı: “Haliç Tıp kaç bin?” Bu, sadece bir adres sorusu değildi. O an, zamanın ve şehrin içinde kaybolmuş gibi hissetti. O sorunun ardında, hayatın derinliklerinden gelen bir hikâye yatıyordu. Bunu anlatmak istiyorum; çünkü bazen bir sorunun ardındaki cevabı, bazen de cevapsız kalan yerleri bulmak için tüm kalbimizi koymamız gerekebiliyor.
Başlangıç: Bir Kadının Sorgusu
Elif, İstanbul’da doğup büyümüş bir kadındı. Şehirdeki her köşe, her mahalle ona bir anlam taşır, her adımda yeni bir hatıra bırakırdı. Ama bir gün, hayatının en büyük kararını vermek üzereydi. Haliç Tıp Fakültesi’ne başvurmak için gerekli olan adres bilgilerini öğrenmeye çalışırken, “Haliç Tıp kaç bin?” sorusu kafasında dönmeye başladı.
Her şey gibi, bu sorunun cevabı da basit değildi. Haliç Tıp, sadece bir okul, bir kampüs değil; aynı zamanda bir geçiş noktasının, bir dönüşümün başlangıcıydı. Elif’in zihninde o soru bir kaygıya dönüştü: Acaba burada ne kadar yol alacağım? Hangi binada, hangi odada yer alacağım?
Bir zamanlar sokakları hep tanıdığı İstanbul, şimdi ona bir yabancı gibi geliyordu. Fakat bir şeyler de değişmişti. İçindeki o eski cesaret, Elif’i bu soruya odaklanmaya ve kararını vermeye zorladı. Her şeyin ne kadar karmaşık olduğu, nasıl birbirine bağlı olduğu üzerine düşündükçe, yalnızca bir bina numarasının sorulmadığını, aslında hayatına dair büyük bir yolculuğa başlamanın eşiğinde olduğunu fark etti.
Erdem’in Stratejik Duruşu
Elif’in aksine, Erdem her zaman pratik ve çözüm odaklı biriydi. Aynı soru, Erdem için yalnızca kısa bir arama ile bulunması gereken bir cevaptı. Haliç Tıp’ın hangi binasında olduğunu öğrenmek için birkaç telefon açmış, internetten hemen adresi bulmuştu. Bütün mesele, hızlıca soruyu çözmekti.
Fakat bu olayda Erdem’in bakış açısının çok daha farklı bir yönü vardı. Binaların numaralarına odaklanırken, bir kampüsün sunduğu fırsatları, bu fırsatların hayatındaki etkilerini hiç düşünmemişti. Onun için her şey sayılardan ve adımlardan ibaretti. O yüzden Elif’in karşılaştığı duygu seline, kaygıya ve çözüm arayışına anlam veremedi.
Erdem’in bakış açısı çözüm odaklıydı. Haliç Tıp’ın “kaç bin” olduğu sorusu için ona göre her şey oldukça basitti. Bir adımda çözebileceği bir şeydi, ancak Elif için bu basit sorunun içinde bir hayatın tüm karmaşası gizliydi. Erdem, soruyu mantıklı bir şekilde çözme odaklıyken, Elif bu sorunun içinde kaybolan bir dünyayı sorguluyordu.
Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları
Elif, Haliç Tıp’ı seçmeye karar verdiğinde, sadece akademik başarıları için değil, aynı zamanda bu okulun insanları ve hayatındaki anlamı için de bir seçim yapıyordu. Kadınlar, bazen hayatın derinliklerinde olanları çözmeye çalışırken, duygusal bir bağ kurarlar. Bir okul binasının numarasını öğrenmek, Elif için sadece fiziksel bir adım değildi; bu, onun hayattaki geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktasının, bir yolculuğun simgesiydi.
Haliç Tıp, Elif’in hayatında sadece bir yer olarak kalmayacak, ona İstanbul’un kalbinin atışlarını hissettirecek bir yer olacaktı. Tıp fakültesi binasının numarasından çok, o binanın içinde alacağı eğitim, yapacağı arkadaşlıklar ve bir şehirde kendi yerini bulma çabası Elif’in kafasında büyüyordu. Her şeyin duygusal bir anlamı vardı. Bu bina, bir gün onun hayallerine giden yolun başlangıcı olacaktı.
İstanbul, sadece binalardan değil, insanların hikayelerinden oluşuyordu. Ve bu kampüs de, birçok başka insan gibi, Elif’in hayatına yeni bir hikâye katacaktı. “Haliç Tıp kaç bin?” sorusu, Elif’in kendisini keşfetmeye başladığı yolda sadece bir işaretti.
Sonuç: Sorunun Ardında Ne Var?
“Haliç Tıp kaç bin?” sorusu aslında sadece bir yer sorusu değildi. Hem Erdem’in çözüm odaklı yaklaşımında hem de Elif’in duygusal keşfinde bu basit sorunun derinliklerinde, farklı bakış açıları ve farklı hayatlar vardı. Bu soru, her biri farklı bir yolculuğa çıkan iki insanın, bir soruya nasıl farklı cevaplar verdiğini gösteriyor. Elif, o soruya bir yaşam yolculuğunun kapılarını aralayan bir soru olarak yaklaşırken, Erdem sadece bir bilgiye ulaşmanın yolunu arıyordu.
Peki siz, “Haliç Tıp kaç bin?” sorusunu nasıl cevaplandırırsınız? Sadece bir bina numarasını mı arıyorsunuz, yoksa o sorunun derinliğine inmeyi mi tercih ediyorsunuz? Hikâyenizin hangi noktasına takılıp kaldınız? Yorumlarınızı paylaşarak bu hikâyeye katılmanızı çok isterim.